tarih

Ankara’da meydana gelen doğal afetlerin en büyüklerinden biri 1957 yılının 11 Eylül’ünde yaşandı. Kayaş Suyu, Tabakhane Deresi veya Bentderesi olarak da adlandırılan Hatip Çayı’nın taşması ile yaşanan bu felaket, resmi rakamlara göre 165 kişinin hayatını kaybetmesi ve büyük maddi hasarla sonuçlandı.

Felaketi 12 Eylül 1957 tarihli Milliyet Gazetesi “Büyük Sel Felaketi, Ankara’da 300 ev su altında 1000 kişinin öldüğü sanılıyor” manşeti ile duyurdu. Gazete selin gelişini,

“Öğleden sonra sağanak halinde başlayan yağmur civardaki dere ve ırmakları taşırarak birçok semti tehdide başlamıştır. Su baskını yalnız dere ve ırmak sularının taşmasıyla kalmamış tepelerden inen sular da Ankara’nın civar mahallelerinde büyük bir sel felaketine neden olmuştur. Önce Elmadağ ve Lalahan’da başlayan su baskını zamanla Ankara’nın Kayaş, Mamak, Akköprü, Dışkapı’nın bazı kısımlarını, Yenimahalle’nin kenarlarını, Bentderesi civarını tamamen istila etmiştir. Baskın ani olmuş suların hücumundan yarım saat evvel zabıta kuvvetleri baskının tehdit ettiği mıntıkalara giderek vatandaşları ikna etmişlerse de çok süratli gelen seller büyük bir felakete sebep olmakta gecikmemiştir. Baskın neticesinde ilk tespit edilen ölü miktarı 300’dür. Ayrıca 2000 ev sular altında kalmış ve 1000 ev de tamamen yıkılmıştır. Ölü miktarı her an korkunç bir şekilde yükselmektedir.” satırları ile anlattı.

Gazetenin aktarımlarına göre sel en büyük tahribatı Demirlibahçe’de yapmış. Geniş bir sahayı kaplayan sular evleri istila etmiş ve yüksekliği nerdeyse 10 metreyi bulmuş. Bentderesi ve Varlık Mahallesi Sanayi Çarşısı ve Kazıkiçi Bostanları tahrip olmuş. Bentderesi’nden itibaren ilerleyen sel suları İstanbul Caddesi’ni, Et ve Balık Kurumu Umum Müdürlüğü’nü ve mezbahayı da istila etmekte gecikmemiş. Sadece bu bölgelerde kalmayan sel suları, Çankırı Caddesi’nin Dışkapı’ya yakın kısmından başlayarak bu meydanı ve Ziraat Mahallesi’ni de basmış, hipodromun yakınına kadar ilerlemiş.

Erman Tamur’un Ankara’nın dereleri ile ilgili yaptığı çalışmalarda sıklıkla bahsettiği bu felaket ile ilgili en kapsamlı araştırmalardan birini yapan Yrd. Doç Dr. İhsan Seddar Kaynar felaketi, 11 günlük gazetenin 1957 yılının Eylül ayında yayımlanan nüshaları ve Meclis tutanaklarını inceleyerek kaleme aldı.

Dolu ile gelen felaket

Ankara Araştırmaları Dergisi’nin 2017 sayısında yer alan “Ankara’nın 11 Eylül 1957 Sel Felaketi ve Siyasi Gündemi” başlıklı makaleye göre felakete Ankara’da pek fark edilmese de Elmadağ, Çubuk, Esenboğa, Mamak ve Kayaş boyunca başlayan yağmurun özellikle Elmadağ, Esenboğa, Çubuk hattında ceviz büyüklüğünde doluya dönüşmesi sebep olmuş. Yarım metrelik bir tabaka oluşturan dolu tabakasının eriyip Hatip Çayı’na karışması ile sel suları derenin akış yönünde yer alan Kayaş, Üreğil, Mamak, Saimekadın, Gülveren, Bentderesi, İsmetpaşa Mahallesi, Atıfbey, Dışkapı, Kazıkiçi Bostanları ve Akköprü’yü su altında bıraktıktan sonra Saimekadın’da iki kola ayrılarak bir kolu Demirlibahçe, bir kolu ise Gülveren üzerinden Dışkapı ve Akköprü’ye doğru ilerlemiş. Selde ilk baskına uğrayan yer Lalahan olmuş. Buradan vadi boyunca Hasanoğlan, Kayaş ve Ankara’ya doğru ilerleyen seli ilk fark edenler ise saat 14.00 sıralarında Elmadağ üzerinden geçmekte olan bir askeri uçak ve demiryolu bekçileri… Dönemin belediye başkanı Orhan Eren, Kayaş su altında kalınca haberdar edilmiş. Eren, yola çıkıp sele doğru gitmeye çalışmışsa da, Kayaş’ta tahribat yapan selin Ankara’ya büyüyerek devam ettiğini görmüş, şehre geri dönerek yol üzerindeki evleri ve Mamak’taki askeri birlikleri uyarmış. Silahlı Kuvvetler küçük uçaklarla Hatip Çayı vadisinde alçak uçuş yaparak halkı ikaz etmeye çalışmış. Ancak bu uyarıları selden bir yıl önce başlayan Bentderesi istimlak çalışmaları kapsamında tebligat yapılan ama evlerini boşaltmayanlar belediyenin bir oyunu sandıkları ve hava durumuna tezat olduğu için dikkate almamışlar.

Yaşamını kaybedenler daha çok kadın ve çocuklar

Hatip Çayı’nın yatağında ilerleyen sel suları çok hızlı akarken, bazı yerlerde evlerin boyunu aşarak önüne çıkan canlı cansız her şeyi sürüklerken bu felakette resmi makamlara göre 165 kişi yaşamını kaybetmiş. Felaketin büyüklüğü göz önüne alınınca basının abarttığı şekliyle binleri bulmasa da ölü sayısının 165 de olamayacağı açık. Kaynar, hayatını kaybedenler ve selden doğrudan etkilenenlerin, evin çalışan nüfusu evden uzakta olduğu için daha çok kadın, çocuk ve yaşlılardan oluştuğunu belirtiyor. Uzunluğu 60-70 km, genişliği 30-40 metre, derinliği de 3-10 metre arasında değişen sel saat 22.30 sıralarında ilerleyişini durduruyor. Ancak bu sürede verdiği maddi hasar ise çok büyük boyutlarda.

Şehirde elektrik yok, su yok, telefon hatları çalışmıyor

Gazete haberlerindeki anlatımlara göre sel sadece ağaçları değil, elektrik ve telefon direklerini de yıkmış. Ankara’nın şehir içi telefon görüşmeleri güçlükle yapılmaya çalışılırken Adana, Sivas ve Diyarbakır ile telefon irtibatı kopmuş. Su şebekesinin etkilenmesi, pompa istasyonlarının hasara uğraması nedeniyle selin etkilendiği yerlere su verilemezken diğer semtlere nöbetleşe su verilmiş. Çarşamba günü yaşanan felaketin ardından şehre ancak pazartesi günü düzenli su verilmeye başlanmış.

Akköprü’ye inen sel suyunun, Ankara Yenimahalle yolunu ve yeni asfaltlanan İstanbul Caddesi’ni tahrip etmesi Ankara’nın hem şehir içi hem de şehirlerarası ulaşımını kesme noktasına getirmiş. Troleybüsler, otobüsler ve otomobillerin hiçbiri çalışmadığı için Dışkapı Caddesi’nde trafik durmuş. Şehir merkezinde çalışıp Yenimahalle, Etlik, Keçiören, Aydınlıkevler ve Yenidoğan civarında oturanlar iş çıkışı evlerine gidemeyip, gece yarılarına kadar otobüs duraklarında beklemişler. Belediye, Yenimahalle’ye gidecekleri Çiftlik yolu üzerinden götürme kararı alsa da Çiftlik yolundaki ulaşım da köprünün su altında kalması ile engellendiği için mümkün olmamış. Belediye ekipleri 12 Eylül öğlene doğru Yenimahalle yolunu açabilmişler. Demir yolu hattının 325 metrelik kısmı koptuğu için Mamak ve Kayaş tren seferleri de durdurulmuş. Selin yarattığı tahribat nedeniyle Ankara-Kayseri ve Ankara-Zonguldak tren seferleri de kesintiye uğramış.

Binlerce Ankaralı geceyi çadırda geçiriyor

Birçok mahalleyi ada şekline çeviren sel nedeniyle 11 Eylül gecesi binlerce Ankaralı geceyi çadırlarda geçirmek zorunda kalıyor. Felaket sürecinde ve sonrasında neler yapıldığını da yine o günün haberlerinde bulmak mümkün. Tahliye ve kurtarma işlerine ordu birlikleri, itfaiye teşkilatı, jandarma ve polis kuvvetleri katılmış. Felaket haberi üzerine evleri felaket bölgesinde bulunan memurlara izin verilmiş. Başbakan Adnan Menderes sel haberini alır almaz olay yerine gitmiş ancak sel nedeniyle şehre geri dönemeyip geceyi Altındağ’daki Tiftik Çiftliği’nde geçirmiş. Cumhurbaşkanı Celal Bayar da akşam 17.30’da Saimekadın’a kadar gidebilmiş.

Sel nedeniyle Vali Cemal Göktan ve Belediye Başkanı Orhan Eren alınacak tedbirleri belirlemiş ve Belediye Başkan Yardımcısı Turgut Toker’in başkanlığında bir komisyon kurulmuş. Belediye müdürlerinden oluşan komisyon, felaketzedelere belediye hizmetlerinin götürülmesi için düzenlemeler yapmış. Komisyon, 11 Eylül gecesi iki tebliğ yayımlamış, öncelikle fırınlara, felaket gecesinden itibaren gece de ekmek çıkarılması talimatı verilmiş ve felaket bölgelerine ekmek tedariki yapılmış. Fen ekiplerinin izinleri kaldırılmış, yolların ulaşıma açılmasına ve sokakların temizlenmesine 11 Eylül gecesi saat 22.00’de başlanmış.

Gençlik Parkındaki sandallar kurtarma çalışmalarına katılıyor

Gençlik Parkı’ndaki sandal ve kayıklar, askeri cemselerle sel alanlarına getirilerek evlerin çatısına çıkan insanlar kurtarılmış. Kurtarma faaliyetlerine katılan sandalları Gençlik Parkı’nda işleten kendi personelleri kullanmış.

Kızılay, bütün sağlık ekipleri, ambulanslar, sıhhi malzemeleriyle birlikte çalışmaya başlamış hemen. Cebeci Çayırı’nda 600 çadırlık bir kamp kurulmuş, Ankara Aş Ocağı faaliyete geçmiş. Felaketzedelerden 200 aile ağır bakım fabrikasında, 200 aile de 28. Tümen Garnizonu’nda misafir edilmiş.

11 Eylül gecesinden itibaren şehrin ekmeklik un ihtiyacı Belediye tarafından karşılanmaya başlanmış; askeri fırınlarda üretilen 100 bin ekmeğin de günlük olarak dağıtılmasına karar verilmiş. Yayla Makarna Fabrikası 1,5 ton makarna, Polatlı Un Fabrikaları 100 çuval un bağışlamış. Yardımsevenler Derneği felaketzedelere vermek için 1 kamyon kavun, karpuz ve 1 kamyon meyve tedarik etmiş. Kızılay, 3 günde 950 çadır, 2200 battaniye, 1000 takım elbise, 1000 kat çamaşır çorap ve giysi dağıtmış. Günde 2000 kişiye sıcak yemek verilmeye başlanmış, 1000 kişiye de peynir ve tereyağı gibi kuru yiyecekler verilmiş.

Sel felaketzedelerine ülke çapında yardım sağlamak için Kızılay Genel Müdürlüğü’nde, “Ankara Sel Felaketzedelerine Yardım Komitesi” kurularak yardım kampanyası başlatılmış. Tüm yurdu mateme boğan felaket karşısında Ankara ve İstanbul radyoları müzik yayınlarını programdan kaldırarak, yaşanan felaket ile ilgili bilgilendirme yapmaya başlamış. Gençlik Parkı’ndaki tüm eğlence yerleri tatil edilmiş ve Lunapark kapatılmış.

Seylap Konutları

17 Eylül günü alınan kararlar ile sel gecesi başlayan ekmek ve yiyecek yardımının devam edeceği, ister ev sahibi olsun ister kiracı, selden zarar gören herkesin, çadırlardan alınarak kirayla tutulacak evlere yerleştirileceği ve bu evlerin 1 yıl boyunca kirasının Yardım Komitesi tarafından karşılanacağı ve felaketzedelere tahsis edilecek arsa üzerine yapılacak büyük binalarda birer daire verileceği duyuruluyor. Yasal nedenlerle ve doğal yollardan evlerinden çıkmış olan istimlakzedeler ile felaketzedelerin iskan sorunu, Ankara gündemini bir süre meşgul ediyor.

Hükümet tarafından sel felaketi nedeniyle tamamen veya kısmen yıkılan evlerin yerine modern ve sıhhi evlerden yepyeni bir mahalle kurulacağı vaat edilse de kısa bir süre sonra 4 binalık bir site inşaatına başlanıyor. Binaların yeri için İstanbul Caddesi ile Yenimahalle İvedik Caddesi arasındaki 6. duraktaki saha seçiliyor ve 25 Eylül 1957 günü blok apartmanların temeli atılıyor. Başvekil Adnan Menderes’in direktifleri ile yapılmaya başlayan evlerin tamamlanmasına Demokrat Parti’nin ömrü yetmiyor. Biten 4 binadaki evler dağıtılıyor ancak başlangıçta bedelsiz verileceği söylenen daireler için, felaketzedelerden 20 yıl vadeli, peşinatsız, faizsiz 20 ila 24 bin TL para alınıyor.

Derelerin sonu

Sel felaketinin ardından Bent Deresi üzerindeki köprüler yıktırılarak, dere DSİ tarafından menfez içine alınarak üzerinden 10 metre genişliğinde yol geçiriliyor. Menfezin ikinci aşamasının bitirilmesinden kısa bir süre sonra 1961 yılında Hatip Çayı’nın yeni bir sele sebep olması üzerine İçişleri Bakanlığı’nın emri ile Ankara’daki derelerin ve sel yataklarının kontrolü için taşkın projeleri yapılıp, sel kapanları icat ediliyor ve dereler yerin altına saklanıyor. Bu yüzdendir ki sadece birer cadde adı sanılan Ankara’nın dereleri yerin üstünde değil beton kanallar içinde yerin altından akıyor.