Zıtlar Mecmuası “kenti birlikte yaşama” Yolculuğu
Ankara’nın kolektif kent düşleri atölyesi
“Gizli bir yetimler ittifakı öneririm. Birbirimize göz kırparız. Hiyerarşiyi reddederiz. Her türlü hiyerarşiyi. Dünyanın pisliğini olduğu gibi kabullenir, buna rağmen nasıl hayatta kaldığımıza dair hikâyeleri paylaşırız. Münasebetsiziz biz, kopuğuz. Evrendeki yıldızların yarısından fazlası hiçbir takımyıldıza ait olmayan yetim yıldızlardır. Takımyıldızların hepsinden daha fazla ışık verirler.”
John Berger

“bir şey yapmalı” diyen… yapan… yazan… çizen… birlikte düşünmeye çalışan… sokaktaki hayatın, üretimlerin parçası olmaya çalışan… ve kente ilişkin derdi olan bir grup insan olarak bir araya geldik. bir bahçede birlikte kısır yapıp, yiyerek başladı yolculuk. şimdi ise; kah kısır yaparak, kah bisiklet sürerek, film izleyerek, fotoğraf çekerek, sokağın kokusunu takip ederek, büyük sözler etme peşinde koşmadan, yaşadığı yeri/kenti dert edinen ve üretmek isteyen hepimiz hepimizle bir arada bu yolculuğa başlamak ve devam etmek istiyoruz, yolculuğun sonundaki yer kadar yolun kendisine de çalışarak ve yolu yolculuğu da severek. kenti bir ütopya peşinde, bir oyun penceresinde yeniden düşlüyoruz. tüm kentlilerle dayanışan, biz de varız diyen, kenti var eden her şeye dokunan oyunlu, içten, düşünsel bir düş. şehirle temasımızı, şehre ilişkin düşüncelerimizi ürüne/ürünlere dönüştürmek için, hepimizi içine alan, birbirimize dokunmamızı sağlayan bir meydan hayal ediyoruz. birbirimizi hırpalamadan farklı işleri bazen yan yana, bazen farklı farklı gruplarla birlikte üretebilen… arada kesişen, arada ayrışan, eleştiriye açık, ben-ci-liğe kapalı, kentle bütünleşmeye çalışan bir yol/culuk derdimiz. kişisel tatmini ikincilleştiren… kentin iyiliği üzerinden kendi iyiliğimize ulaşmaya çalışan… kendimizle kent(imiz) için bir arada, “önce ben/fikrim” olmaksızın…emeğimizi ortaklaştırarak… benim değil senin üretimini var etmeye çabalayan, kentin birbirinden habersizlerini bir araya getiren, ötekilerini buluşturan bir zemin inşaası. kente, kentte yaşama ve ankara’ya dokunan, ankara dışından da katkıya açık, söyleyecek sözünü yaşamın içerisine, eyleyişe yedirerek söyleyebilen her (demli) yazıya/üretime açık olmaya çalışan bir oluşum. Sadece hak arayan değil, haklarını da dile getirebilen üretimlerle bir arada olmak istiyoruz. cinsiyetçi, milliyetçi, homofobik, gerontokratik, türcü, nefret söylemi üreten, iktidarın dilini kuran, üreten özneler olarak kendimizi tanımlamıyor, üretimlerimizin de böyle olmamasına özen göstermek istiyoruz. belleğimizi, edebiyatımızı, sanatımızı, tarihimizi, parkımızı, sokağımızı, mahallemizi, dayanışmayı, gülmeyi, temas etmelerin tüm renklerini, zıtlıklarımızı, mekanlarımızı, … arıyoruz. biz bir yetimler ittifakıyız. hiyerarşisiz, iktidarsız, dayanışan ve zıtlaşan, yine de sonrasında oturup göz göze çay içip kahkaha atan bir grup ankaralıyız. bu şehir; gri de olsa, yokuş da olsa, bizim. ‘sokakları da, meydanları da bizim’ demek için, sözümüzü söylemek için bir aradayız, buradayız. sizi de kente birlikte dokunmaya ve sahibi olmaya bekliyor, çağırıyoruz.