toplumsal cinsiyet

Biz kadınların, kadın olduğumuz için sınırlandırılmaya, ikinci cins sayılmamıza karşı çıkışının bir tarihi var. Bilinen bilinmeyen, yazılmış yazılmamış, çarpıtılmış… Bu tarihi önemsemek; unutulanları hatırlayıp bilmediklerimizi öğrenmek, geçmişten de güç alarak geleceğimizi kurmak için…
Mor Takvim 1992

Perşembe Grubu

30 yıl sonra 8 Mart vesilesiyle Mor Takvim’in Mart-Nisan yaprağına bugünü işlemeye çalıştık.


Anıt Sayaç | Çatlak Zemin | 5 Harfliler | Elidor reklamı | İstanbul Kadın Müzesi

Ankaralı Perşembe Grubunun Mor Takvimi üzerinden 30 yıl öncesi sonrası (1992-2022) karşılaştırması yaparken, grubun üyelerinden Aynur Demirdirek ile görüştük. Bir Ankara sokağında o yıllarda yaşananları anımsadığımızda, başka pek çok yerde ve tarihte kadınların yaptıklarını düşünebiliyoruz. Feminist tarihimize sahip çıkmanın bir yolu da bu olsa gerek :-)

Zıt Kadınlar: Burada kullanalım diye bize verdiğiniz 1992 Mor Takvim’in Mart-Nisan sayfasına bakınca o zamanın 8 Mart’ına dair ilk aklınıza gelen ne oldu?

Aynur Demirdirek: Ankara’da birçok kadın grubu, Yüksel Caddesi’nde bir araya gelmiştik. İlk aklıma gelen bu. Henüz büyük 8 Mart mitingleri düzenlenmeye başlamamıştı. Belleğime güvenmeyip sakladığım belgelere baktım yanlış bilgi vermemek için. Bizim grup ile daha önceden de Yüksel’e çıkmıştık 8 Mart’ta. Ama 1991’de Çankaya Belediyesi, Yüksel’de bir kadın şenliği düzenlemek istemiş ve orada bir araya gelmişiz. Öncesinde bütün kadın gruplarının katıldığı düzenli toplantılar yapılmış. Kadın Dayanışma Grubu, sonradan şimdiki Kadın Dayanışma Vakfı’nın kuruluşunda aktif olan Tartışma grubu, İHD, Yeşiller, SHP, Çankaya Halkevi, Büyükşehir Belediyesi Kadınların Ankara’sı Komisyonu, tek tek kadınlar… 1992 ikincisi olmuş oluyor yani. 1995 yılına kadar bu şenliklerin devam ettiği kesin. Belediyenin çıkarttığı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Özel Sayısı’nı buldum. Ona dayanarak söylüyorum.

ZK: Burada belediye ile kastınız Ankara Büyükşehir Belediyesi mi?

AD: Evet. 1992’den 1995’e kadarki özel sayıları, Büyükşehir Belediyesi hazırlamış, ama 1995’teki özel sayıyı Çankaya Belediyesi çıkarmış. Çünkü artık Büyükşehir Belediyesi Melih Gökçek’te.

ZK: Şenlik kapsamında neler oluyordu?

AD: Bizim grubun “Kadınlar Tarihlerini Bir Güne Hapsetmediler” başlığı altında, mor bir çarşafı vardı. Onun üzerinde kadınların geçmiş kazanımlarını karton üzerine yazıp iliştiriyorduk.

Takvimlerde de kadınların tarihine sahip çıkma isteğimiz görünüyordur. Sizin bir sayfasını bugüne uyarladığınız o takvimi satıyorduk. Kadın Eserleri Kütüphanesi’nin posterlerini sergiliyorduk. Gün boyu kadınlarla yüz yüze konuşmak, iletişim içinde bulunmak istediğimiz bir şeydi. Şarkı olarak da durup durup “Kadınlar Vardır”ı söylüyorduk. Biricik şarkımızdı.

ZK: “Gün boyu” dediniz, zamanı ve kentsel alanı bugünkünden oldukça farklı bir şekilde kullanabiliyormuş kadınlar değil mi? Başka gruplar ne yapıyordu?

AD: Evet. Diğer gruplar da stantlarında bir şeyler satıyor, 8 Mart bildirilerini dağıtıyordu diye hatırlıyorum. Özellikle 1991’de polisin pankart ya da dövizlerdeki içeriğe müdahale ettiği, belediye ilgililerinin şenlik katılımcılarına sahip çıkıp araya girdiği durumlar olmuştu. Sanıyorum İHD’nin genel af kampanyası ile ilgili pankartlara müdahale vardı feminist sözden çok.

ZK: En çok hangi konular öne çıkıyordu?

AD: Şenlikte birbirinden çok farklı grupların gündemini tam olarak hatırlamıyorum. Feministler olarak 8 Mart’ta diğer politik gündemler kadın sözünün önüne geçmesin istiyorduk. Şimdi de olduğu gibi gündemin getirdiklerinin yanında sözümüzü söylemeye devam ettiğimiz gündü 8 Mart. Bir anlamda niçin feminizm sorusunun yanıtını veren sözlerimizi tekrarlıyorduk: Annelik, ev içi emeğinin değersiz sayılması, görünmemesi, sarkıntılık… Bugün daha meydan okuyan bir dilimiz olduğunu düşünüyorum, o günlerde ise daha çok reddettiklerimizi ve taleplerimizi ifade ediyorduk. Kadın Dayanışma Vakfı Girişimi’nin öne çıkardığı konu, sığınak ve danışma merkeziydi. 1992’de bir de kadın bakanlığı kurulması gündemdeydi. Daha önce sözünü ettiğim belediyenin özel sayısında çeşitli gruplar ve tek tek kadınlar bu konuda yaklaşımlarını iletmişler. Yüksel’deki bu çok katılımlı etkinliğin dışında kalan kadın grubu azdır bence, ama 1992’nin 8 Mart’ında başka etkinlikler de vardır mutlaka. Benim tanıklığım Yüksel Caddesi’ndeki şenliğe ilişkin. Çok uzun süre, bu yıl 16.sı yapılan Ankara’daki Feminist Gece Yürüyüşleri’nin başlangıcı olan Yüksel, 1990’lı yılların başında gündüzleri kadınların alanıydı diyebiliriz.