Bu durağa gelmeden evvel Güvenpark’ta bir güvercine rastladım. Otobüs bekliyordu, Ulus’a gidecekmiş… Birinin Ankara’yı sevmesi için Ankara’nın o kişiyi sevmesi gerekir önce…
Görsel: Umut Kara
Ankara’ya Elmadağ’dan gelen kışın gözünü iklim postası İstanbul’a diktiği günler. Durakta geçecek mevsimi bekliyorum. İnsanlar, büyük kent telaşesini ezber etmiş, koşar adım eğlenceye yürüyorlar.
Az sonra. Bir haber gibi gelecek bir kadın. Saat öğleden sonra beş otuz; işten çıkacak, bu durağın önünden geçecek ve cumanın ona yüklediği tüm anlamları döke saça uzanacak geceye. Sokağın taze soğuğunda sakladığı kokusunu girdiği sıcak bir dükkandan içeri salacak bir vergi gibi, kıymet bilenlere. Mutsuzluk, eriyen kış karı, akacak yüzünden. Ona okudukça tatlanan bir mektup versem…
Ankara. Baharın iyiliğini istemez halde. Yağmurdan ürken yufka yürekli kapaksız bir dergi tedirginliğinde. Böyle bir günde, bibliyografisi resmi gazetede yayınlanan bu kentte olmaktansa, Denizli’de üvey geçmişli biri olmayı yeğlerim. Evet, yine de bu kenti seviyorum. Birinin Ankara’yı sevmesi için Ankara’nın o kişiyi sevmesi gerekir önce.
Desen: Erhan Muratoğlu
Birçoklarımız için öğleden sonra mesaisi bir kış boyu uzasa da akşama doğru, güneşin yatsıdan sonra battığı kuzey memleketlerinin bozkırda turşulanan zamanlarını seviyoruz. Bu şehirde tesadüfler dahi takvimlenir, ajandaya bağlanır. Hatıralar, kurulmuş bir saat gibi çalar vakti yinelenince.
Bu durağa gelmeden evvel Güvenpark’ta bir güvercine rastladım. Otobüs bekliyordu, Ulus’a gidecekmiş, Anadolu Güvercinleri Dayanışma Derneği’ne. Tüylerini kır boyamış. Kadrolu posta güvercini olmak için Türk Övün Çalışayım… derken kendini bir isyanın içinde bulmuş.
Neden toplu taşımayı seçiyorsun desem, alışkanlık, diyecek. Buradan ta barışa uçarım ama bu aralar fazla göze batmamam gerek, diyecek. Mektup içimden geçiyor, güvercin aklımdan…
Akşam, bir idare lambasının ilk yanığında doğuyor yavaş yavaş. Kent merkezindeki sokaklar açılacaklar tezgah tezgah seyyar satıcıların ellerinde. Tepelerden bakıldığında göz kısığı titreğinde ışıyacak, karışacak işlerden evlere. Kentin sırtlarında ötüğü kursağında güvercinlere dönüşecek, gecenin dallarında açan sarı meyveler gibi kondular.
Yelkovan barış aşağı düşmeden az sonra buradan kadın kılığında bir güvercin geçecek.
Görsel: Umut Kara