Bir yandan asırlar gibi uzun, bir yandan göz açmak kadar kısa bir senenin sonuna geldik. Sanki yüzyıldır değişmeyen kentimizde bu sene neler oldu? Hayatlarımıza nasıl değdi veya değemedi? Zıtlar olarak zihnimizde yer edenlerle kısa bir panorama çizmeye çalıştık, her zamanki gibi katkılarla büyümeye açık ve teşne olarak.
- “Önce yaya” yazısını tüm sokak ve caddelerimizde görmeye başladık.
Fotoğraf: Ayşe Gültekingil
- Beşevler – Bahçelievler hattında nihayet bir bisiklet yolumuz oldu, devamı gelecek mi? Gelsin!
- Elektrikli scooterlar ve benzerleri, trafiğin ve hayatımızın parçası olmaya çalışıyor.
Fotoğraf: Can Mengilibörü
Fotoğraf: Tanju Gündüzalp
- Kızılay-Gar-AKM hattı inşaatı yapılıyor, Güvenpark her geçen gün daha karmaşıklaşıyor.
- Ankapark koca bir kara deliğe dönüştü.
- Hayatımıza Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı’nın toplantılarını Game of Thrones gibi izleme kavramı girdi.
- İ. Melih Gökçek dönemine ait yolsuzlukların 3 katrilyon olduğunu öğrendik, katrilyonu tahayyül etmekte zorlandık.
- Sevilen Ankaralı bir yazar olmak ile tacizin aynı surette barınabildiğine bir kez daha şahit olduk.
- Adalet Ağaoğlu ve Muzaffer İlhan Erdost’a veda ettik.
- Ankara Sanat Tiyatrosu AST’ın Kızılay’daki 58 senelik tarihi salonu boşaltıp Bilkent’e gitmek zorunda kaldığını öğrendik.
- Eski işletmeler kapandı (Cambo ve Net Piknik ilk aklımıza gelenler, gerçi Net Piknik 29 Aralık 2019 kapanışı ama tekrar açıldı mı, açılacak mı?).
Fotoğraf: Ayşe Gültekingil
- CSO yeni binası 28 yıl sonra açıldı, umarız çevresi de yemyeşil yapılır.
- Eski CSO binası boşaltıldı, akıbeti ne olacak?
Fotoğraf: Can Mengilibörü
- Saraçoğlu Mahallesi kapatıldı, inşaat başlanması söz konusu oldu, akıbeti netleşmedi. Bu arada Propaganda dizisi seti oldu. Hatta üstüne küçük bir yangın çıktı taze.
Fotoğraf: Fahri Aksırt
- Ankara için ilk modern yapı örneklerinden olan, 1927 yılında Theodor Jost tarafından tasarlanan Sağlık Bakanlığı binası İçişleri Bakanlığı’na devredildi. Valilik tarafından defterdarlık olarak kullanılıyor.
- Mithatpaşa Caddesi, Meşrutiyet Caddesi kesişimindeki (ve iki caddedeki) gökyüzünü kapatan üst geçitler hurdacıya gitti.
- Sakarya çevre düzenlemesinde alışık olduğumuz heykelleri alışık olduğumuz yerlerinde bulamadık.
- Kayıp heykellerden yaşlı amca ile Yüksel Caddesi’nde tekrar karşılaştık.
- Su Perilerinin Dansı (nam-ı diğer Balerinler,Cinnah Caddesi başı) heykelinin yeniden su taneleri arasında dans edeceğini duyduk ama görmedik henüz. Madenciler ise, camsız olarak durmaya devam ediyor Olgunlar’da.
Fotoğraf: Tanju Gündüzalp
- Kuğulu Park’taki (2 yıl önce bilinçsizce budanan, katledilen) 9 ağaç kuruyor, hatta kurudu.
Fotoğraf: Can Mengilibörü
- Kurtuluş Parkı’nı TED’le birleştirme, üniversitelere verme gibi bir laf yayıldı, kimseden ses çıkmadı.
- Botanik Parkı’ndaki kamelya seranın gençlik merkezi olacağı haberini aldık ama aynı çürümüş halinde durmaya devam ediyor.
- İmrahor Vadisi’ne de el atılmasını engelleyemedik. Millet Bahçesi denen ‘betonlaştırma park’ işi oraya da girdi.
- Mart 2020’den itibaren parklara daha çok çıkar olduk. Sandalyeleri alıp, termostaki çayı/kahveyi, biraz keki çantaya atıp buluşmaları parklarda yapmak en sık yapılan etkinliklerimiz arasına girdi (tabii civarda bunu yapabileceğimiz bir park varsa). Dikmen Vadisi, etrafındaki insanların can damarı oldu, Kurtuluş Parkı yolun karşısındaki evlerden teyzelerin gün buluşmalarının sevilen mekanına dönüştü, bu durumdan en mutlu olan ekip sanırım kalan çekirdekleri, börek döküntülerini toplayan serçeler, saksağanlar ve güvercinlerdi. Bu vesileyle de ağaç türlerine, ağaçların mevsime göre değişen konukları olan şehrin kuşlarına daha bakar olduk.
Fotoğraf: Fahri Aksırt
- Pandemi dönemi başka parklarda hayat devam ederken Seğmenler’e türlü kapatmalar/engeller geldi.
- Mekânların kapanmasından ağır etkilenen müzik üreticileriyle dayanışma için Anadolu Müzik Kültürleri Derneği ve Ankara Kent Konseyleri tarafından 28 Aralık’ta bir online konser düzenlendi.
- Pandemide işsiz kalan birçok kesimle belediye işbirliği yaptı (lokantacı esnaftan yemek alıp onun dağıtımı için nakliyecilerle anlaşıldı örneğin, ya da terziler maske dikimi için bir şekilde istihdam edildi).
Fotoğraf: Can Mengilibörü
- Ankara’da internet erişimi olmayan ne kadar çok yer varmış onu gördük, Ankara Büyükşehir Belediyesi çocukların uzaktan eğitimi için 200 küsür köyde internet altyapı hizmeti sağladı.
- Salgın sırasındaki ölüm oranlarının kentteki dağılımı Ankara’ya dair çok şey söylüyor. Eski Altındağ Bölgesi Gültepe Mahallesi TOKİ’lerde bir işçi, apartmanlarında vefatlar olduğunu, pek çoğunun kalp krizi olarak gerçekleştiğini söyledi. ‘Tansiyon ve kalp kronik hastalık sayılmadığı için çalışmak zorundayız, sonuçta doktorların da tansiyonu kalbi vardır, onlar ne yapsın.’ dedi.
Fotoğraf: Gülşah Aykaç
- Pek çok ilden baro başkanı ve avukat, barolar ile ilgili yasa tasarısını protesto etmek için günlerce Ankara girişinde, mecliste ve Kuğulupark’ta direndi, eylem yaptı.
- Kentimizde kapalı sitelerdeki hayat hala kapalı. Bir sabah sekizinci kattaki evimizin kapısını açtığımızda içeri bir kedi daldı, çocuklardan biri gizlice apartmanda beslemeye çalışıyormuş. Karşı sitede dört tane kedi yuvası yapıldı, kediler mama ile besleniyor, gayet iyi görünüyorlar, bizim sitenin sakinleri kedi istemiyorlarmış, güvenliği kedileri içeri almaması için uyarmışlar (!)
Fotoğraf: Can Mengilibörü
- Sokaklara çıkmadığımız sabahların sessizliğinde kuş seslerini daha çok duyar olduk. Kırlangıçlar geldi. Vakti gelince Afrika’ya doğru yola koyuldular. Sonra sığırcıklar doldu iğde ağaçlarına.
- Sokağa çıkamadığımız zamanlar balkonları ve hava kirliliği azalırsa balkondan Elmadağ’ın görülebildiğini keşfettik.
Fotoğraf: Ayşe Gültekingil