balkon

15 Temmuz’dan sonraki dönemde taşındığım Aziziye Mahallesi’ndeki evimin giriş katında olması, az güneş alması, zaten çok trafikli olmayan bir sokakta, arka cephede olması benim için biçilmiş kaftandı. Sevgilim, bitkiler yeterince güneş almadığı için söylense de evimizdeki avokado, çekirdeğinden 1 metreye ulaşmayı becerdi. Pencere en iyi bahçedeki ıhlamur ağacını görüyor. Kışın onun dalları hareket edince duvarda oluşan gölgelerini izleyerek dalıp giderim. Bazen penceremin içinden sevgilim ve iki köpeğimizi izlerim. Hayatımın bu mutluluğa ereceğini hiç bilmeden geçen ömrümün elini tutup teselli vermek isterim. Bazen de bahçedeki saksağanın gelini gibi hissederim. O hepimizden uzun zamandır burada oturuyordur mutlaka. Havalar izin verince bahçeye asarım çamaşırları. Yukarıdaki dairelerden düşen veya rüzgarın taşıdığı plastikleri toplarım. Toprağına zarar gelmesin isterim.

Apartmanımızın önü ise bambaşka. Rus Büyükelçiliği’nin karşısında kalan apartmanımız sıklıkla kendimi iki otoriter ülke toprağının arasında konuşlanmış gibi hissetmeme neden olur. Rusya’daki muhaliflerin durumunu da takip ederim ara ara. Ulusların güvenliği adına kaybettiğimiz özel alanımız ve izlendiğimiz hep aklımdadır. 28 Şubat 2020 gecesi 34 askerin hayatını kaybedişinin dehşeti, haberlere düşmeden sokağımızda ışığıyla, ablukasıyla, telsiziyle, çevik kuvvet otobüsleriyle tecrübe ediliyordu. Köpek yavrularımızı son kez hava alsınlar diye bahçeye çıkardığımda yaşadığım şok ve ertesi gün başlayan barikatın uzun süre kalması üzerine COVID 19 günleri, sokağın önüyle ilişkimi tuhaflaştırdı. Ayrancı’da yaşamanın ima edilen birincil temsilinin arkasında gerginleştiğinde varabileceği aksi uçtaki boyutlara kendimi hazırlamam gerektiğini biliyorum.

Ve yeniden bahçe… Bu sene bahçemizle ilişkimiz daha verimli. Sevgili komşumuz Serdar’ın bize verdiği cesaretle bahçeyi belledik, tırmıkladık. Artık basit bir kompost mantığıyla çöplerimizi ayırıyoruz. Bir kısmını bahçeye gömüyoruz bir kısmını geri dönüşüm için ayırıyoruz. Büyülenmiş bir bakışla başlayan aşktan, emekle ve sembolü ellerimizle kurduğumuz bir sevmeye dönüştü ilişkimiz.