25-26 Mayıs 2019 tarihi için yapılan Çankaya Kent Konseyi Genel Kurulu çağrısını aldığımızda oldukça sevindik. Dile kolay, Çankayalılar hiç Kent Konseyi süreci görmeden bugüne kadar yaşamlarını sürdürdü. Anıtpark Forum olarak bizler, katılımcılık konusunda ciddi uğraşlar vermiş bir grubuz. Her seçim döneminde sadece oy vermekle kalmayıp sandıklarda görev alacakların eğitimine, okul, sandık, müşahit organizasyonuna kadar birçok alanda iş yaptık. Bizi bu kadar ilgilendiren konuları sadece siyasilere bırakmamaya hep özen gösterdik. Her görev aldığımız alanda da ciddi farklar yarattığımızı söyleyebilirim. Örneğin, referandumda Altındağ ilçesinde, sandık başkanlığı eğitiminde, Seçim Kurulunca verilen eğitimde, kanunda geçersiz olmasına rağmen, geçerli olarak ifade edilen bölümün düzeltilmesini sağladık. Tüm sandık başkanlarına daha sonra düzeltme mesajı göndermek zorunda kaldı, İlçe Seçim Kurulu.
Fotoğraf: Anıtpark Forum
Çankaya’da 5 yıldır çalışmayan bir Kent Konseyi vardı. Özellikle semt meclislerinin ve mahalle derneklerinin, belediye başkanına, kent konseyinin artık faaliyete geçirilmesi yönündeki ısrarlı baskılarının ardından bir hazırlık grubu oluşturularak, çalışmalara başlandı. Biz de hazırlık grubu tarafından çalışmalara davet edildik. Kent Konseyleri yönetmeliği; maalesef bizim gibi dernek, oda vs olmayan organizasyonların Genel Kurula çağrılmasına olanak vermiyor. Fakat her konsey bir iç önerge oluşturarak katılımcıların kimler olabileceğini belirleme yetkisine sahip. Genel Kurul’da da bu yönde bir önerge kabul edildi.
Fotoğraf: Anıtpark Forum
Kent Konseyine Hazırlık Forumu
Yerel seçimlerden sonra, forum olarak, kent konseyleri ve strateji planları üzerine çalışmayı bir hedef olarak belirlemiştik. Bu konuları içeren seri eğitimler, yapacağımız ilk işti. İlk eğitim çalışmamızda kent konseyi öncesine geldi. Doç. Dr. Savaş Zafer Şahin’in konuşmacı olduğu “Katılımcı Planlama ve Kent Yönetimi” konulu bir forum da yaptık. Kent konseyi için hazırlıklarımızı tamamlamış olarak genel kurula katıldık. Genel kurul sırasında Konsey divanına 3 ayrı önerge sunduk.
Konseyin ilk günü 50 civarı sivil toplum kurumunun katılımı ile coşkulu bir çalışma yapıldı. İlhan Tekeli Hoca’nın gerçekten motive eden, kent konseylerinin ne olduğunun ve olmadığının altını çizen değerli konuşması, konseye olan güveni artırdı. Kent Konseylerinin; belediyenin bir organı olmadığının, icra yetkisi olmadığının da altını çizdi. Aslında Kent Konseylerinin, yurttaşın siyasi özne olmadan kendi sorunlarını dile getirmesini sağlayacak araçlardan biri olduğunu, temsili demokrasinin değil katılımcı demokrasinin, yaratıcı ve coşkulu bir katılımın aracı olduğunu aktardı.
İlhan Tekeli’nin altını çizdiği konular, forum olarak tam da tartıştığımız, üzerine kafa yorduğumuz konulardı. Siyasi bir özne olmadan, kaldırımlarımızın belediye tarafından neden asfaltla kaplandığını, ağaçlarımızın neden kurutulacak şekilde budandığını, parkımızın neden 1,7 milyon TL gibi çok yüksek bir maliyetle kullanıcılarına sorulmadan yenilendiğine dair sorunları dile getiriyorduk. Nitekim Anıtpark’ın anfi kısmındaki tribünlerinin yenilenmesini durdurmayı başarmıştık. Çünkü orası “Gezi” idi. O amfi yüzlerce insana forumda ev sahipliği yapmıştı. O yüzden sadece “yenilensin” kararı ile “yenilenemeyecek!” alanlardı.
Fotoğraf: Anıtpark Forum
Konseyde Hesap Vermeyen Başkanlık Rejimi
Kent Konseyine 3 önerge ile katkı koyduk demiştim. Kent Konseyi Yönetmeliği’nde başkan ve yürütmenin ayrı ayrı seçilmesinin, belediyelerdeki gibi bir başkanlık sistemi organizasyonu olduğunu ve birlikte seçilmesini önerdik. Yönetmeliğe aykırı çalışma yapılamayacağı için önergemiz reddedildi. Sonuç olarak içimizdeki başkanlık rejimini konuşturma ve konseye taşıma amacımızı gerçekleştirdik.
Diğer önergemiz ile bir önceki dönem kent konseyinin çalışma ve çalışamama gerekçelerini sorduk. Eski Kent Konseyi sekreteri, yürütme kurulunun istifa ettiğini o yüzden bir çalışma yapılmadığını söyledi. Böylece ertesi gün başkanlığa aday olan sekreterden (belediye çalışanı); yapılamayan bir göreve neden bir kez daha aday olduğuna ilişkin yanıt alamadık.
Son önergemiz ise yürütmeye adaylığını koymuş, çalışmak arzusu içinde olan herkesin kent konseyi yürütme toplantılarına katılması için çağrı yapılması yönündeydi ve önergemiz kabul edildi. En büyük arzumuz Kent Konseyinin bu sefer de kukla bir konsey olmaması ve bunun uygulanabilmesi idi.
Fotoğraf: Anıtpark Forum
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ev sahipliği yapan bir ilçede, 1700’e yakın dernek, örgüt ve sendika gibi yapıların merkezlerinin olduğu Çankaya’da; Kent Konseyi, demokrasi açısından çok büyük bir öneme sahip. Hele de 5 yıl boyunca hiçbir şey yapmamış, sadece başkan ziyaretinde bulunmuş bir kent konseyi deneyimi ortada iken ve İstanbul’da gasp edilen seçim de üstüne binince, demokrasi yoksunluğu had safhaya çıkmıştı. Cumartesi günü Konseydeki bir dizi tartışma, demokrasi isteğinin ve iştahının göstergesi idi. Fakat toplantıya katılan belediye başkanının, salonlarda tartışmayı küçümseyen söylemi, 2 bin halk kart dağıtıp 220 bin gıda yardımı yaptığını söyleyip, Kent Konseyini yardım kolilerini beraber dağıtacağı bir ekip olarak algılaması, demokrasi açısından durduğu yeri açıklıyordu.
Majestelerinin Konseyi
İkinci gün ise hamasi söylemlerin eşliğinde, ilk gün Genel Kurulda olmayan seçmenlerin (!) kalabalık katılımı ile belediyenin istediği başkan ve yürütme organı seçildi. Bir anda 116 örgüt ortaya çıktı ve cumartesi günü konuşulanları duymayan, bilmeyen, işitmeyen insanlar; cumartesi günü gelmeyen, konuşmayan ve bilmeyen insanları seçtiler. O kadar bariz bir darbe idi ki, kendisini bile tanıtmayan “kahveciler odası” temsilcisi, 116 oy ile en yüksek oyu alarak yürütme kuruluna seçildi. Bu oy oranı bile ülkede aslında hangi düşüncede olduğuna bakılmaksızın “Millet Kıraathaneleri”nin başarılı bir fikir olduğunu gösterdi.
Kent Konseyi Darbesi
Çankayalılar yine bir Kent Konseyine kavuşamadılar. Çünkü Kent Konseyi belediye çalışanı tarafından yönetilen ve belediye başkanının istekleri doğrultusunda iş yapan ya da iş yapmayan bir yapı olarak görülüyor. Çankaya’da buna, destek veren grupların olması da ayrıca çok üzücü. Ama daha üzücü olan, AKP’’nin YSK’da yaptığını Çankaya Belediyesi’nin Kent Konseyinde yapması. Bunu yaparken de belediye başkanının, kendisinin demokrasi mücadelesi yaptığını söylemesi, tek adam rejimine karşı olma iddiasını taşıması.
Fotoğraf: Anıtpark Forum
Gezi’nin 6. yıldönümünde, Gezi’nin Ankara’da devam eden tek forumu olan Anıtpark Forum olarak Çankaya Kent Konseyi sürecinde yine bir demokrasi mücadelesinin ortasında kendimizi bulduk. “Belediye başkanının kent konseyi”, bu işler için gönüllü olan belediye çalışanları ve bazı gruplar bugün İstanbul’da yaşananları bahane edip aynısını bizlere yaşatmaya çalışıyor. Ne olursa olsun biz yine aktif birer yurttaş olarak kente dair söz söylemeye devam edeceğiz. Ama konseyin katılımcı iradesini görmeyen, önerge ve katkı vermek yerine “başkanın adamı” olmayı tercih edenleri unutmayacağız.
Çünkü her şey demokrasi ile güzel olacak, başkanlık rejimi ile değil.
Fotoğraf: Anıtpark Forum