dilek

“Şimdi senin uzanıp yattığın yerlerde yarın yeni bir yeşillik filizlenecek.”

6.45 Ankara Eylül etkinlik takvimi açıklandı… Sonra bu yıl Opera Sahnesi’nden bedava biletler bulacağız; yeni oyunlar, yeni konserler, park gezileri, şaraplar ve çokça gıybet zamanı.

Ahh! Dilek, seni düşününce hep umutlar, hep hayaller filizlenirdi içimde, her off çektiğimde ciğerinin off çekmeye mecali olmadığını söylerdin ya, ne büyük yaşam dersi. Ben off çekerken hep sen gelirdin aklıma. Yaşama sarılmanın, ciğersizlere inat, sönmüş ciğerine sığdırdığın o umutların, vicdanın, aklın hep ışık, hep dost, hep güven.

Meclis’in güvensiz, ciddi, çokça sıkıcı, koridorlarında incecik bir kız, incecik, kara kuru… Kara kuru dediysem güzel mi güzel tabi ki.

“Dünya Romanlar Günü” oldu birleştiren bizi. Çingene kelimesini açıklarken gördüm aklını. Çocukları anlatırken ki ciddiyetini. Kalbinden yakalamıştım o gün. Sonrası zalımlar; dayanışma, dostluk, güven. Ahh Dilek ahhh; “Elimizde olan en iyi şeyin birbirimize iyi gelmek olduğunu bir kez daha yaşadık, öğrendik. Uçmak için kuş olmak gerekmiyor, küçük sevinçler olsun yeter.”

Dilekk duyuyor musun? Ben çok iyi yazamam biliyorsun. Sana bir türkü söylemek vardı şimdi, en yanık olanından bir türkü. Duymalısın yine türkülerimizi. En son kutladığımız doğum gününde “gönlünde güneş hiç eksik olmasın” demiştim ya, sen gönlüne ne güzel güneşleri, ne büyük dirençleri sığdırdın hep. En zor günlerde umut oldun, yaşama direncinle ışık oldun.

Ahh Dilek, içi yaşam yaşam parıldayan gözlerinden öperim senin, inatla nefes üreten sönmüş ciğerinden öperim. Yaşamaya inat neyse, sen osun…

Ebesi olduğun kızıma senin yaşama direncini, senin mücadeleci ruhunu bir miras gibi anlatacağım.

“Buraya, bir inanç ve bir inat koydum.” Tut ki unuttun, tekrar bak, o inat neyse sen osun. Buraya yolun yokuşunu koydum. Bildiğim için yokuşu. Zorlanırsa nefesin, unutma, ciğer kendini en çabuk onaran organ, valla bak, aklında bulunsun.

“Buraya, umutlu günler koydum.” Şimdilik uzak gibi görünüyor, ama kim bilir, birazdan uzanıp dokunursun.

Yerin hiç dolmayacak, hasretin hiç bitmeyecek, soluğumda eksik kalan her kelime, son kez seni göremediğim her gün yüreğimdeki boşluklara bir yenisini koydu… Ama biliyorum ki şarkıları, şiirleri duyacaksın hep, Arkadaş Zekai’nin dizeleriyle; “Şimdi senin uzanıp yattığın yerlerde / yarın yeni bir yeşillik filizlenecek.”

İyi ki dokundun hayatımıza, seni hiç unutmayacağız Dilek.

Ve en son sözünle “Güzeliz be…”