dilek

“Zeka pırıltıları olan bir çift yeşil göz, kıvırcık saçlar ve gülümseyen, umut dolu bir yüz.”

Biz hekimler için her hastamız özeldir ancak çocukluktan beri uzun süreli takip ettiğimiz erişkin yaşa ulaştırdığımız hastalarımız biraz daha özeldir. Dilek Kumcu da işte bu özel hastalarımızın en özel, güzel, güçlü kadınlarından biriydi.

O’nun beni en çok hastalık farkındalığı, uyumu, saygılı komikliği, cin gibi bakan gözleri, umudunu hiç kaybetmeyen güçlü savaşçı hali etkilerdi hep. Hiç unutmam çok zor bir beyin ameliyatından çıktıktan sonra bana mesaj atmıştı; “Ebru hocam gayet iyiyim bunu da atlattım, kafamda bir sürü tel tokalara benzer şeylerin varlığı dışında. Peki sırada ne var?” diye.

Dilek’in bu kişilik özelliklerinde ailesinin ve çevresinin rolü yadsınamaz tabi. Ailesini, arkadaşlarını, işini ve gezmeyi çok severdi. Pandemi öncesi arkadaşlarıyla tedavilerini de yanına alarak Avrupa turu yapabildi, Bozcaada’dan getirdiği el işi gözlük ipini hep O’nu anarak kullanıyorum… Kardeşinin nişan fotoğraflarını atarken de öyle mutluydu ki.

Dilek sadece kendisi için değil, diğer tüm kistik fibrozisli hastaların yeni ilaçlara kavuşması için de çok uğraştı, çok zor zamanlarında bile hastane odasında çalışmayı, işini bırakmadı…

Uğur Hoca’nın da yazdığı gibi aklımızda hep “Zeka pırıltıları olan bir çift yeşil göz, kıvırcık saçlar ve gülümseyen, umut dolu bir yüz var”.

Huzurla uyu canım Dilek’ciğim, gücün diğer hastalarımıza da geçsin, seni çok seviyoruz.

(Prof. Dr. Ebru Yalçın, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı, Dilek’i en uzun süre takip eden doktorlardan.)