politika

Kente, yeşile, hayata, söz ve itiraz hakkımıza yüksek sesle sahip çıktığımız zamandı Gezi. Hepimiz oradaydık evet. Nasıl ki hepimiz Hrant’sak, O Onur Yürüyüşü’nde uzun gökkuşağı bayrağı altında toplandıysak bir zaman… Hepimiz Berkin’sek, Ethem’sek, İsmail’sek… ve diğer çocuklarsak hepimiz.

Neredeyse her şehrin parkında, sokağında, yollarındaydık. Sokakta günlerce haykırdık. Vardık. Gezi hepimizin bu var olma ümidinin temsili. Onun “ölsem de gam yemem gayrı” hissini içimizden söküp alamaz hiç kimse. Üzerimizdeki koca ağırlıktan silkinip kalkamıyoruz belki hemen. Belki yıldık ve belki korkmaya bile alıştık üzerimize onlarca ölü serpildiğinden.

Ama biliyoruz, Mücella ablanın sıkılı yumruğu, Can Atalay’ın haklı öfkesi, Tayfun Kahraman’ın Vera’ya sarılışı, Çiğdem Mater’in kararlı gülüşü, Osman Kavala’nın sessiz direnişiyiz.

8 çocuğumuzun ve mahkeme kapılarında olanların yanında biz neyiz ki…

Buradayız.