balkon

Kendimi bildim bileli hep taşındık. İlkokulda ve ortaokulda neredeyse her sınıfımı başka şehirde, başka okulda okudum. Her sene başka evde yaşadım, başka arkadaşlar edindim, başka odada uyudum.

Hani odan gizli kalendir ya. Kaçarsın, orada içini açarsın kimseler görmezken. Arkadaşlarını ararsın, bir bir anlatırsın olanları kimseler duymazken. Bana yetmez bu kaçmalar. Balkona çıkarım ben.

İlkokuldan şimdiye her odamın balkonu oldu. İçim sıkılsa bir balkona çıkar nefes alırım, hava güzel olsa balkona çıkar etrafa bakarım, kar yağsa balkona çıkar kara dokunurum. Ama benim balkonumun en büyük işlevi odamın içinde bir oda olmasıdır. Odamın duvarları sanki kağıtmışçasına, seçici değil de tam geçirgenmişçesine hiçbir sırrımı tutamaz, beni elaleme rezil eder korkusuyla balkona çıkarım. Arkadaşlarımı aradığımda konu ne zaman derinleşse balkona kaçarım. Odamın duvarı ve kapısı yetmez, ikinci bir set çekerim saklanmak için. Gecenin karanlığı balkonumun duvarı olur, pencerelerdeki ışıklar ve insanlar duvarımdaki fotoğraflar…

Evet, yan komşu, karşı apartman beni annemden, babamdan, kardeşimden daha fazla duyar biliyorum. Ama zaten yıllardır onlara daha çok şey anlattım. Belki benimle güldükleri bile olmuştur, belki bana. Artık tanırlar beni. Vazgeçişlerimi bilirler, heyecanlarımı, kırıklıklarımı… Belki kafalarında bu sese ait bir yüz yok ama beni iyi bilirler. İçerideki elaleme rezil olmaktansa tüm dünya bilsin daha iyi. Duvardaki fotoğraflardan korkacak değilim ya.