foto hikaye


Sıhhiye Köprüsü, Abdi İpekçi Parkı ve U Üst Kavşak

Neon renkler birincil ve ikincil renklerin göz alıcı ölçüde ışıyan haline verdiğimiz ad. Doğada kendiliğinden bulunmayan, kimyasal olarak elde edilen bu renkler dolayısıyla renk spektrumunda yer almazlar. Keşifleri ise oldukça ilginçtir. Bir bilim insanı olan Henry Cavendish’in içi hava dolu tüpten oksijen ve nitrojeni uzaklaştırmayı başarması sonucunda geri kalan gazların ne olduğu sorusunun peşinden giden bilim insanlarının ardışık çalışmaları asil gazların yeni keşifleri ile sonuçlanır. Her asil gazın iyonize olması sonucu ışıması farklı renktedir. Tabii biz işin sadece renk boyutu ile ilgileniyoruz.


Abdi İpekçi Parkı

Neon ışıklardan neon boya ve pigmentlerin kullanımına kadar birçok uygulamaya güzel sanatların hemen her dalında rastlıyoruz. Neon renklerin izleyici üzerinde yarattığı hissiyat konusunda ortak bir kanıdan söz edemeyiz. Bu renklerin kullanıldığı medya, alan ve eserin izleyicinin katılımına izin vermesi ölçüsüne bağlı sezişlerden bahsetmek mümkün. Örneğin Marta Minujín’in La Menesunda enstalasyonunda kullandığı neon şerit ışıkların ve alan içindeki neon aydınlatmaların dikkat çektiği, tahrik edici olduğu aşikar. Sanatçı bu çalışmasının, diğer pop sanat akımına dahil edilen sanatçılarının da taşıdığı amaçla benzer olarak politik ve toplumsal tüketime yönelik eleştiriler taşıdığını belirtiyor fakat La Menesunda’yı aktif deneyimleyen izleyicinin bazıları eseri katastrofik, bazıları ise heyecan verici olarak tanımlıyor. Martial Raysse’nin Boş Uzay (Espace Zero) eseri yağlı boya ve basit bir elektrik devresi ile hazırlanmış. Sanatçıya göre floresan renkler ve neon nesneler uzaydaki hayata olan merakımız ve aslında oraya dair bilinmezlerin çokluğu sebebiyle geleceğe olan inancımızın şiddetine vurgu yapıyor. O dönemdeki ucuz bir estetiğe sahip renkli ve parlak malların, tüketici kültürün kendini sorgulamaya bile fırsat bırakmadığı hızda yayılmasının rahatsız edici yanını da vurguladığını söylüyor. Bu iki sanatçının eserlerinin açıklamaları ve röportajlarındaki duruşlarına bakacak olursak neon renkler çılgın ve cesur olmaları, izleyici göze bağlı olarak renkli/çekici veya kışkırtıcı/rahatsız edici gibi karşıt algıları mümkün kılmaları yönüyle; tüketim odaklı üretimlerin bayağılığına, şehirleşmiş medeniyetin yapaylığına vurgu yapmak için doğru seçim.


Atatürk Bulvarı

Teknolojik olarak gelişmiş şehir fikri herkes için olumsuz bir çağrışıma sahip değil elbette. Örneğin retro fütürist sanatçılar gelecekte var olacağına inandıkları üstün şehir kompozisyonlarını sunarken hem nostalji hali yaratmayı hem de geleceğe işaret etmeyi amaçlar. Eserlerde neon renklerin kullanımını, genellikle geleceği temsil eden geometrilere vurgu yaparken ve geleceğe uzanan bir portalin varlığını betimlerken görürüz. İnsanın kozmosu keşfetme arzusunun yansıması olan gezegen ve uzay tasvirlerinde, mistik olana duyulan merakın işareti olan bedenin zahirî olmayan katmanları ve evrensel enerjinin gösteriminde neon renk kullanımları büyük ölçüde yer tutar. Fütüristik atmosferin distopik kurgu ile birleştiği siberpunk eserlerde ise karanlık bir atmosfere rastlarız. Yüksek yapılarla kaplanmış şehirlerin içinde sosyal sınıflar arası uçurumun, bozulmuşluğun ve hayat kavgasının vurgusunu şehir hatlarının ve ayrıntılarının neon renklerle ifadesini görürüz.


Ankara

Yönümüzü deneyimlediğimiz şimdiki zamana çevirecek olursak, pandeminin yarattığı yeni dünya düzeni distopik ve bilim ve teknoloji anlamında hızına yetişemediğimiz bir gelişimi tetikliyor. Bizi nereye götüreceğine dair manifestolar yazma cüreti gösterebilecek liderlerin bile ilerleyen yıllarda ne olacağına dair fikir belirtmekte imtina ettiği bir dönem bu. Geleceğin yalnız pandemi bazında değil, sermaye, iklim ve gıda krizi gibi yaşamı doğrudan etkileyen değişkenlerin tam kontrol altında tutulamaması, hukuksal sistemler ve nice çözülmemiş ve çözümü yeni sistemler kurmayı gerektiren sorunlar “istenmeyen ve korkutucu” dünyanın kaos olduğu hissiyatını yerleştiriyor zihnimize. Virüse karşı bilim ve teknolojiyi kullanarak savaşan temsilcilerimizin yanı sıra gündelik hayatta birey olarak acizliğimizin ve sosyal hayata olan ihtiyacımızın, hayatta kalabilmek için gerekli nakit akışının toplumsal yaşam olmadan var olamayacağını görmemizin de dünyayı algılayışımız üzerinde büyük payı var.


Esat Dörtyol

Buradaki fotoğraflara bakacak olursak, renkler çoğunlukla neon skalasında olsa da distopik atmosferi ören şeritler, yazılar ve tekrarlı desenleri görmüyoruz. Toplumu ayakta tutan mekanizmaların hemen hepsinde var olan önemli sorunları ve çürümeyi görüyor olsak da henüz karanlık dünyanın dibine itilmiş, kaybedecek hiçbir şeyi kalmamış savaşçılara dönüşmedik. Bu yüzden fotoğraflardaki görseller gökdelenlerin tekrarlanan pencere açıklığı ışıkları, yapıları vurgulayan şeritler, neon yazılı tabelalar, alçak girişli yapı sırtları gibi vurgulardan ziyade kumaş, köpük, metal yüzey, bokeh* şehir yansıması gibi günlük hayattan aşina olduğumuz görsellerden oluşuyor. Seçilen dokular sebebiyle şehri neon renklerle algılamıyoruz fakat gelişmişlik fikrini verme görevini insan, yol, köprü ve araçlar içeren birinci fotoğraf yükleniyor.


Hitit Güneşi

Çift pozlama öncelikle bir görselin vurgusunu artırmaya yönelik kullanımıyla karşımıza çıkar ve ortaya çıkacak görüntüyü aydınlık ve koyu alanın iz düşümleri belirler. Koyu alanın içinde gördüğümüzü genellikle fotoğrafın vurgusu olarak algılarız. Buradaki fotoğraflar ise dijital olarak çekildi. Bazılarında iki fotoğrafın dengeli bir biçimde algılanmasını, bazılarında ise bir fotoğrafın diğerinden üstün veya öncelikli olduğu izlenimine neden olmasını amaçladım. Fotoğraflar benim zihnimde üçe ayrılıyor: Keyfî akşamüstü yürüyüşlerine ait olanlar, hava karardıktan sonra eve dönüş için kat edilen yolları konu alanlar ve hafta sonları evde geçen zamanı anlatanlar.


Kızılay, AVM

Bir akşamüstü yürüyüşünde Ulus’tan geçerken gözüme takılan bir sahneyi neredeyse bembeyaz bir tuval üzerine yansıtılmış gibi dingin görüyorum. Bu fotoğrafta dikkate değer/ rahatsız edici olabilecek tek renk, sağ taraftan süzülen sarı-turuncu parlak bir araç lambası. Bu ışık bende bir gerginlik yaratmadığı gibi, araçların yoğun varlığı ve hatta gürültüsü rahatsızlık vermiyor. Ian Hornak’ın “Hanna Tillich’s Mirror: Rembrandt’s Three Trees Transformed Into The Expulsion From Eden” adlı çift pozlama benzeri eserini izler gibi bir rahatlama hissediyorum çünkü bu sürecin tek kaçamağı yürüyüşe izin veren bu kısa zaman.


Celal Bayar Bulvarı, Sıhhiye Tren İstasyonu

Yürüyüşlerin olmadığı akşamlarda ışığın baskısı artıyor ve bu fotoğraflarda renk saturasyonu oldukça yükseliyor. Yorgun ve insanla temasımın hiç olmadığı bir günün ardından eve dönüş yolunda insanların araçlarıyla evlerine gitme telaşında kornalarına yüklendiği Akay Caddesi uzantısında veya karanlığının iyiden iyiye çöktüğü Esat Dörtyol’da araçlar ve mesafeyi koruyarak yürümek zorunda olduğum insanlar o kadar yorucu oluyor ki, renklerin bu fotoğraflardaki gibi agresif ve izleyiciyi rahatsız eden atmosferini çağrıştırdığı dünyayı yeniden hatırlıyorum.


Ulus

Dışarı çıkmanın yasak olduğu hafta sonları ise sonbaharın renklerinin ağaçlara düşüşünü, parklardaki göllerin mevsim geçişlerindeki değişimini, parklar arasındaki kaldırımlarda keyfi yürüyen insan kalabalığını bir bankta saatlerce oturup izleme şansım yok. Hafta sonuna ayrılmış sinema planlarının, eşsiz manzaralı dağlara yapılan kamp planlarının, yüksek sahneleriyle kalabalık konserlerin zamanı içinde bulunduğumuz zaman değil. Bana ayrılan huzur artık evde bir bardak çayın kızıl rengine bakıp dalıp düşünmeye, tuval başında geçen vakti uzatmaya, kitabın kapağındaki metalik desende kaybolup saatleri geçirmeye eş. Şimdilerde fırından eve dönerken yüksek bir köprüden şehre, eve dönünce yüksek bir binadan sokağa bakabilirim ancak.


Akay Caddesi, TESK, Meclis Parkı

* Fotoğrafçılıkta arka planda odak dışında kalan ve net olmayan nesnelerin genellikle dairesel parıltılarla verildiği bulanıklık. Fotoğrafçılıkta ekipman yardımıyla farklı şiddette vurgulara sahip bokeh elde etmek mümkündür ve genellikle dinamik bir anlatım sağlamak amacıyla kullanılır.


Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası