buluşma


Fotoğraf: Can Mengilibörü

Ulus, Tunalı, Kurtuluş… Nereye gideceksek gidelim ayağımız bi değmeliydi önce Kızılay’a. Gidilecek yerin Kızılay’a en yakın tarafı oluverirdi buluşma noktamız. Orası neresi diye sormazdık. Oranın nere olacağı zaman içinde, alışkanlık ve sözsüz bir anlaşma ile kendiliğinden oluşmuştu sonuçta. Her buluşmanın tanığı mekanlarımız, saçaklarımız, banklarımız oldu Kızılay’ın sağında solunda. Gidilecek yöne göre, hava koşullarına göre en önemlisi de amaca göre.

Ağustos gelmişse ve gün sayılıyorsa okulların açılmasına. Ellerde upuzun bir liste. Öğretmenlerin ocak söndürür meblağına bakmadan ille de okuldan alacaksınız diye tutturduğu hazırlık kitaplarının, ikinci el olduğu anlaşılmayacak ikinci ellerinin peşine Olgunlar’da düşerdi insanlar. Ekim bitene kadar iğne atsan yere düşmezdi sokakta. Alanlar ve satanlar arasında o yaygarada buluşmak elbet kolay değildi.

Olgunlarda sakin sakin buluşmak için bu üç ayın geçmesi gerekirdi. Tunalı’ya ya da gidilecekse Batı, Metropol ya da Megapol sinemasına Olgunlar oluverirdi buluşma noktamız. Bekleyen gecikmiş kimin umurunda. Sahafların önünde turla dur, yorulunca otur cadde başındaki banklara. O banklar sadece bir bank değildi. Bir çatısı eksikti. Yeter ki havanın gönlü olsun. Buluşunca kalkıp gitmeye bile hacet yoktu. Otur oturabildiğin kadar. Hemen yanlarındaki büfelerde çay istersen var, kahve ararsan var, tost var, dahası sosisli var. Sahi şimdi nerede bulunur o büfeler gibi sosisli yapan yer?