Fotoğraf: Gülşah Aykaç
F’nin iki çocuğu uzaktan eğitim alıyor. Evlerinde ikinci el bir tablet ve bir masaüstü bilgisayar bulunuyor. Ama tablet tamir edilemez şekilde bozulunca iki çocuk tek bilgisayardan gün aşırı sıra ile derslerine katılmaya başlıyorlar. Bu neredeyse yarı yarıya devamsızlık demek. Sınıf öğretmenleri evde internetleri ve bir tane de bilgisayarları olduğu için yoksulluk yardımı alamayacaklarını söylüyor. Oysa evlerinin kredi borcu başlarına bela oluyor, ucu ucuna yaşam kıt kanaate dönüşüyor. F’ye “Ben arkadaşlarıma tabletleri var mı diye soracağım.” diyorum. Mavi Masa’ya yazıyorum, cevap gelmeyen her gün içimdeki huzursuzluk büyüyor, derslere devamsızlık artıyor. Mavi Masa’dan gelen cevap dolaylı olarak sınıf öğretmeninin işaret ettiği yola gönderiyor, o yoldan olumlu sonuç gelmeyeceği söylenmişti, zaten cevap gelene kadar geçen sürede sorunu dayanışmayla kendi aramızda çözüyoruz.
Elindeki tableti bize vermek isteyen bir arkadaşımız oluyor; fakat her tablet EBA ve Zoom’u kaldırmıyor. Bunu öğrenince arkadaşımız, annesinin ve kendisinin böyle bir yardımlaşma için para ayırmayı çok istediğini söylüyor. Arkadaşlarımın olduğu bir çevrimiçi hızlı mesaj grubuna böyle bir yardımlaşma için bütçe ayırıp ayıramayacaklarını soruyorum. Herkes hiç tereddütsüz bu çağrıya olumlu yanıt veriyor. Bir gün içinde küçük miktarların bir araya gelmesinden bir tablet bedeli kadar para toplanıyor. F’ye mesaj atıyorum: Tableti çözdük! F’nin oğlu Y sesli cevap gönderiyor, bir teşekkür mesajı: “Gülşah Teyze teşekkürler, sayenizde derslerime girebileceğim.”
Fotoğraflar: Gülşah Aykaç
F ile aynı kentte birbirimize yakın yaşıyoruz, ama birbirimizden bambaşka, artık daha da ayrışmış hayatlarımız… Resmi ya da sivil yardımlaşma da ya yetmiyor, ya uzuyor, ya uzanamıyor ve her kişiyi kapsayamıyor…