Ağustos 2022, Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde bir sohbette anımsattı arkadaşlar Sarper Özsan’ı. Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne bağışlanan koleksiyonuna ait eserlere bakarken “ziyaret edebilir miyiz acaba” diye düşünmeden edemedik. Olmadı, yanına gidemeden yitirdik 1 Mayıs marşının, birçok oyunun/filmin müziklerini yapmış Sarper Özsan’ı. İnsan utanıyor, tüm Sarper Özsanlara yeterli değeri, emeği, zamanı ayıramadan yaşadığımız için. Varlıkları, üretimleri, eserleri hayata tutunmamızı arttırırken, yanlarında olamamak utancım(ız) olarak ömür boyu eşlik etsin bize. Işıklar, toprak, ağaçlar, canlılar hep yoldaşı olsun, birlikte dinlesinler O’nun ezgilerini.
“Günlerin bugün getirdiği, baskı zulüm ve kandır.
Ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez,
Sarper Özsan Koleksiyonunundan, -Çağdaş Sanatlar Merkezi-
1944’te Bandırma’da doğuyor Özsan. Kemal Eroğlu’ndan mandolin dersleri alarak müziğe ilk adımını atıyor. Öğrenim hayatında hep müzikle ilgili kalıyor ve Ankara Devlet Konservatuvarı’nda kompozisyon eğitimi alıp 1969’da mezun oluyor. Eğitimi sırasında; armoni, kontrpuan, füg, orkestrasyon, kompozisyonu Necil Kazım’dan… Müzik tarihi ve formlarını İlhan Usmanbaş’tan… Solfeji Metin Öğüt’ten… Modal müziği Adnan Saygun’dan… Piyanoyu Selçuk Gündemir, Tulga Cetiz ve Gülay Uğurata’dan… Türk Müziği makamları, dil örgüsü, ölçüleri, biçimleri ve armonileme dizgesi derslerini de Kemal İlerici gibi duayenlerden alıyor.
Yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde.
1 mayıs, 1 mayıs, işçinin, emekçinin bayramı
1970’de TRT’de çalışmaya başlıyor. 1971’de ise tutuklanarak 20 ay hapis yatıyor. Sonrasında İstanbul Devlet Konservatuvarı’nda öğretim üyeliği yapıyor ve 1987’de tekrar TRT’ye dönüyor. 1 Mayıs Marşı dışında, Cem Karaca’nın seslendirdiği yine eylemlerin simgelerinden “Durduramayacaklar Halkın Coşkun Akan Selini” parçası dahil çok sayıda bestenin de sahibi olan Özsan, Rahmi Saltuk ve Sadık Gürbüz için düzenlemeler de yapıyor. Yıllarca işçi, köylü ve öğrencilerden kurulu Aydınlık Korosu ve Ruhi Su Dostlar Korosu’nu çalıştırıyor. Çok sayıda enstrümantal müzik, çocuk ezgileri, koro şarkıları, şenlik müzikleri, tiyatro, dizi ve film müziklerinde emeği olan, Atıf Yılmaz, Ömer Kavur, Ali Özgentürk gibi yönetmenlerle çalışan Özsan; Bir Ceza Avukatının Anıları, Asiye Nasıl Kurtulur, Fosforlu Cevriye gibi sinema tarihimizin köşe taşı filmlerinin müziklerini de yapıyor. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi’nde müzik teorisi, müzik formu, armoni ve solfej dersleri veren Sarper Hoca 2. Ankara Film Şenliği’nde senaryosu Ferit Edgü’ye, yönetmenliği Erden Kıral’a ait (1989) Av Zamanı filminin müzikleriyle En İyi Müzik Ödülü’nü de alıyor.
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Yepyeni bir güneş doğar, dağların doruklarından,
Ana (Gorki), Ankara Sanat Tiyatrosu, 1974, Bertolt Brecht.
Gelelim 1 Mayıs Marşı’nın hikayesine. Ankara Sanat Tiyatrosu(AST); 1974’te Bertolt Brecht’in Maksim Gorki’den uyarladığı ‘Ana’ adlı oyunu repertuarına alır. AST’ın o zamanki genel sanat yönetmeni de olan Rutkay Aziz’in sahneye koyduğu oyunda; Erkan Yücel, Savaş Yurttaş, Yaman Okay, Meral Niron, Erol Demiröz gibi isimler rol almaktadır. Sarper Özsan’dan da oyunun müziklerini yapması istenir. Marşla ilgili çok konuşmayan ve halkın malı olduğunu söyleyerek geri çekilmeyi tercih eden Özsan’dan dinleyelim hikayenin gerisini:
Mutlu bir hayat filizlenir, kavganın ufuklarından.
Yurdumun mutlu günleri, mutlak gelen gündedir.
Ana (Gorki), Ankara Sanat Tiyatrosu, 1974, Bertolt Brecht.
“1974 yılında Ankara Sanat Tiyatrosu, Bertolt Brecht’in Maksim Gorki’nin romanından aynı adla sahneye uyarladığı ‘Ana’ oyununu oynamaya karar vermişti. Müziklerini benim yapmamı istediler. Seve seve kabul ettim ve hemen çalışmaya koyuldum. Tabii Brecht’in pek çok oyunu gibi bu da müzikli bir oyundu ve oyunun metninde Brecht tarafından yazılmış şarkı sözleri bulunuyordu. Sanıyorum öncelikle bu sözleri besteledim. Ama oyunda Çarlık polisinin, meydanda toplanan işçilerin üzerine yaylım ateşi açarak yüzlerce kişiyi öldürdüğü, bu nedenle de tarihe ‘Kanlı Pazar’ adıyla geçen Rusya’daki ünlü 1 Mayıs 1905 sahnesi için Brecht, metnin üzerine ‘İşçiler marş söyleyerek sahneye girer’ biçiminde bir not yazmış, ama hangi marş olduğunu belirtmemiş. Herhangi bir söz de koymamış… Bir süre burası için uygun bir müzik aradım ama sözüyle ve müziğiyle bu sahne için içime sinen bir müzik bulamadım. Bu durumda iş başa düştü. Bu müziğin sözlerini de, müziğini de benim yazmamın daha iyi olacağına karar verdim. Çalışmaya başladığımda gerek sözlerin, gerekse ezginin, bir yandan oyuna, geçtiği yere ve tarihe aykırı kaçmamasına çalıştım, öte yandan da kendi halkımızın kulağına aykırı gelmeyecek bir yapıda olmasına dikkat ettim. Hem o günlerin ortamına uygun düşecek, aynı zamanda bizlerin içinde bulunduğumuz ortama aykırı düşmeyecek bir marş olmasına dikkat ettim. 1 Mayıs Marşı böyle ortaya çıktı. Örneğin, ‘1 Mayıs Marşı’nın ezgisinin temeli, bizim Kürdî dizimizle sol minör dizisinin karışımı sayılabilir. Marşı yazarken sevilebilir ve rahatlıkla söylenebilir bir marş olduğunu düşünüyordum. Ama marşın, oyunun sınırlarını aşıp bu denli yaygın bir duruma geleceğini o gün düşünmem olanaksızdı.”
1 mayıs, 1 mayıs, işçinin, emekçinin bayramı,
Devrimin şanlı yolunda, ilerleyen halkların bayramı.
Çark Başak, Türkiye İşçi Partisi yayın organı, 1 Mayıs 1976, Sarper Özsan’ın 1 Mayıs marşı sözlerinin ilk yayını.
“Ana” oyunu (ve müzikleri) izleyenler tarafından çok beğenilir, sahneye konduğu her yerde coşkuyla karşılanır ve kitleselleşmeye başlar. Timur Selçuk önce plak yapar marşı, ardından Türkiye İşçi Partisi’nin ‘Çark Başak’ dergisinde sözleri yayınlanır. Türkiye işçi sınıfına armağan edilmiş ve dünyada başka da örneği olmayan 1 Mayıs Marşı, Ruhi Su Dostlar Korosu tarafından 1977’nin 1 Mayıs’ında alanda sahnede seslendirir. O gün orada ilk kez dinleyen Cem Karaca da “sözlerdeki anlam, müzikteki ahenkle yıllarca dillerden düşmeyecek bir yapıt” diyerek 45’lik plak yapar ve “Bu plağı radyolarınızda çalmaz, televizyonda da izleyemezsiniz. Ancak bir yürüyüşte yüz binler söyler bir ağızdan…” diyerek duyurur. Artık her yerde dillere dolanan marşı Selda Bağcan, Edip Akbayram, Grup Yorum ve bir çok başka sanatçı söyler. 1978 yılında Atıf Yılmaz’ın yönetip Kemal Sunal’ın oynadığı ‘Köşeyi Dönen Adam’ filminde geçen 1 Mayıs sahnesi ile halka da tamamen ulaşır. Aynı yıl; Sarper Özsan, Gönül Plak Şirketi, Cem Karaca ve tüm söyleyenler yargılanır, beş yılda beraat ederler.
Ulusların gürleyen sesi, yeri göğü sarsıyor,
Halkların nasırlı yumruğu, balyoz gibi patlıyor.
Sarper Özsan, okullu bir besteci. 1977’de; kurup, yönetip, birlikte birçok yerde konserler verdiği Aydınlık bünyesindeki koroyu kurma amacını “Ben tek sesli bir koro oluşturmak istemiyordum. Tek sesli olarak türkü okuyan bir koronun o dönemki devrimci yönelimin ihtiyaçlarını karşılayamayacağını düşünüyordum. Ve sadece bizim şarkı, türkü ve marşlarımızı değil, gerektiğinde Bach’tan, Beethoven’dan da eserler seslendirebilir bir koro oluşturmaya çalıştım. Bir de sanat devrimci çalışma değilmiş gibi bir anlayış vardı. Bu dönemde tabii devrimci çalışmanın içinde sanat bilincinin de geliştirilmesi gerekiyor diye düşünüyordum” sözleriyle anlatıyor.
Devrimin şanlı dalgası, dünyamızı kaplıyor.
Gün gelir, gün gelir zorbalar kalmaz gider,
Devrimin şanlı yolunda, kül gibi savrulur gider.”
Cem Karaca & Dervişan, albüm kapağı.
Haklısın Sarper hocam;
“Durduramayacaklar halkın coşkun akan selini.”
Önünde eğilerek, saygıyla, özürle ve utanarak son söz;