3 yaşımdayken o kadar çok ağaç arkadaşım vardı ki, bütün yalnızlığıma rağmen onlarla olan temasımdı o zamanlar beni ben yapan… büyüdüğüm evin penceresindeki kocaman denizlikte açık hava sinemasının perdesinden, sessiz film izlemekti en büyük eğlencem. bir de dedemin sevgiyle dokunuşları; kendimi böyle bilmeye başladım… 92'de Ankara'da buldum kendimi; içime kapanmama sebep oldu düştüğüm kaos… çok sonradan bu kapanışların aslında kendi yolculuğumda önemli eşikler olduğunu anladım… her kapanışta kendime yaklaşıyordum… denize doğan ben ve bozkır; sonradan boşluk olan bozkır… üniversitede, derste bir sesin “içinizdeki çocuğu bulacaksınız burada” demesiyle dönüştü zaman… ne zaman bir salıncak görsem uçuyorum gökyüzüne, dedemi anımsıyorum ve özgürleşiyorum... soranlara “mimarım” diyemedim; çünkü hiç kimseyim ben…



Yazıları:

Bu yazarın henüz yazısı bulunmamaktadır.