dilek

Biz aile olarak Dilek’in yaşamı boyunca O’na uygun koşullar ve ortamlar hazırlamaya çalıştık. 37 yıl boyunca da çokça anılar biriktirdik. Bu anılardan bir bölümünü sizlerle paylaşmak istedim.

Kendisinden on yaş küçük olan erkek kardeşine hep “UUURR” diye seslenirdi Dilek.

Büşra’nin ailemize UUURR’un eşi olarak katıldığı ilk günlerde “Büşra SARI ODA’da gözlüğüm var getirir misin” dediğimde SARI ODA neresi diye düşünürken takındığı yüzündeki ifadenin, bu yazıyı okumaya başlayan herkesin yüzünde oluştuğunu hissedebiliyorum.

Dilek’in birçok hayali vardı. Bu konudaki görüşünü “Zıtlar Mecmuası’nın – Balkondan/Pencereden Kente Bakmak” konu başlığı altındaki yazısında şöyle anlatır: “Hayal ettiğim hiçbir şeyi yaşayamadım ama hayallerimde bile aklıma gelmeyecek günler geçirdim bu evde.”

Dilek’in çocuk sahibi olma konusunda bir hayal kurduğuna asla tanık olmadık. İşte bu sözü edilen evde hiçbir zaman “ÇOCUK ODASI” sözcükleri kullanılmadı.

Makamım dediği odasında bir ranzaydı dünyası, üstte Dilek yatarken altta yatan hastalığı idi. Makamına komşu olan bu 12 metrekarelik odaya biz 37 yıldır “SARI ODA” diyoruz. Son bir yıldır kullanmaya başladığı oksijen cihazının hortumuyla rahatça erişebiliyordu her köşesine bu odanın.

SARI ODA küçüktü ve kapasitesinin çok üzerinde yolcu alan dolmuşlar gibiydi. Evi tadilat eden mimarımız “En fazla 2 çocuk içindir” demişti ama bir oda dolusu çocuk vardı. Kimler yoktu ki odada ;

– Piyano öğrendiği ilk günden beri odada fon müziği yapan UYGAR.
– Dilek’in odaya her girişinde kollarını açarak O’na “EBEMMM” diye sarılan HELİN.

Saymakla bitmez…

“Bir çizgi çizeriz yere,
Oyuncak budur bizlere”

diyen çocukların oda girişine çizdiklerini hayal ettiği seksek çizgilerinden atlayarak girerdi Dilek SARI ODA’ya, sonra bu çocuklar için ürettikleri ve onlara haklarını anlatan, öğreten oyun kartları ile oynarlardı hep birlikte.

Bazı günler sokak çocukları için düzenledikleri “SOKAK LİGİ” projesinden bir sokak çocuğunun attığı bir top karşılardı odaya girişte O’nu.

Dilek ilkokul üçüncü sınıfta iken, öğretmeni müdür yardımcısına tebeşir almak üzere gönderir. Müdür yardımcısı “Kızım öğretmenin kim ?” diye sorar. Dilek’in yanıtı “EĞİTİMDE HAKLARIMIZ VAR” kitabının ilk cümlesini o yaşında yazmaya başladığının kanıtı gibidir; “Siz öğretmene göre mi tebeşir veriyorsunuz?”

SARI ODA’nın penceresinin sol tarafındaki köşede sürekli duran işitme engelli bir çocuk hayali, kapıyı açan Dilek’i işaret eder ve elini omuzundan beline doğru çapraz götürerek O’na olan minnettarlığını “Seni seviyorum” diyerek gösterirdi.

Dilek bu eylemin ardından her seferinde “İyi ki işaret dilini öğrenmişim, iyi ki onlara haklarını kendi dillerinde öğretmişim” derdi.

Sarı odadaki kitaplıktan hangi kitabın kapağını aralarsanız aralayın sizi bambaşka bir dünyaya götürür. Adında HAK HUKUK ADALET sözcüklerinin geçmediği kitap yok gibidir. Her renkten çocuğa rastlayabilirsiniz kitaplarda. Dünya Çocuk Hakları Merkezi’nin bir şubesi gibidir SARI ODA.

Dilek;
Yaşama sıkı sıkıya bağlıydı, oksijen cihazı ise üçyüzaltmışbeş gündür kendisine yoldaş olmuştu. Öksürük krizlerinden arta kalan zamanlarda -şayet ağrıları da dayanılabilecek seviyedeyse- mutlaka SARI ODA’ya uğrardı. Hastalığının Alev’lenmediği zamanlarda kahve molalarını Özlem’le beklerdi.

Dilek için en büyük mutluluk “Hastane yerine evde olmaktı.”

Otuz yedi yıldır doğum gününde, yani Hıdırellez de, bana bir dilek tut dediklerinde Kara Kızım’a sarılır tutardım dileğimi. Bana her seferinde “Baba ya yıllardır bıkmadın bu şakandan” derdi.

28 Mayıs 2021’den beri yeni görevimiz Sarı odadaki çocuklara yalnız olmadıklarını hissettirmek.

Ailemiz olarak görev paylaşımı yaptık aramızda; Ben; işaret dilinin “Seni seviyorum” cümlesinden geri kalanını öğrenmeye başlarken, anne; seksek oynadığı günlere çoktan döndü bile. UUURR; sokak liginden gelen paslarla kafa vuruşları yapıyor. Büşra; Sarı odanın çocukları ile oluşturduğu dairede kart oyunuyla hakları öğretmeye devam ediyor.

Ailemiz çocuklara topluca “Eğitimde Haklarımız” konusunu anlatıyor.

Ve her toplantımız hak, hukuk, adalet sözleriyle bitiyor.

Karakızım, Dilek’im anlattığım gibi herşey .
Yaşam senin istediğin gibi devam ediyor.
SARI ODADAKİ ÇOCUKLAR’ın mutluluğu da…

(Dilek Kumcu’nun Babası)