Fotoğraf: M. Zelal Taştan Durduk, ilk defa hep birlikte “durduk” ya da “durdurulduk”. Çalışmak zorunda olanlar ve zaten duranlar dışındakiler olarak duruyoruz, durm...
Karantinanın kırkıncı gününde yine balkonda otururken önceden oturduğum eski balkonlar geldi aklıma. Kimi tarihi, kimi modern, kimi bu iki bileşimin arasında kalmış, her birinin ken...
“Erik isimli iki kediyle Borges, Marquez, Arora isimli Japon balıkları karşılama sonrası 'Yok Manken' için 'awesome' dediler.” isimli dijital kolaj. O gün...
Shakespeare, Goya, Medici Florensası ve çok daha fazlasını içeren bir yolculuk. Bu karantinanın kahramanı olduğunu...
Dört duvar üzerime üzerime gelince kanepenin köşesinden fırlıyorum. Balkona atıyorum kendimi. Camekânlı serama. Otuz yıllık balkonum. Altmış beş yıllık ömr&uum...
Beş yaşındaydım. Saçlarım güçsüzmüş, kuvvetlensin diye babam sıfır numara kesmiş saçlarımı.Kesilişini hatırlamıyorum. Kel olduğumun ilk farkına vardığım an, sok...
Balkon bize hem evdir hem dışarı. Dışarı azaldıkça balkonlar kaldı geriye. (…) Mevsim ne olursa olsun kapalı ya da açık balkonlarda, akşam yediden sonra lambalar yanıyor. &Cce...
Balkon deyince çocukluğuma giderim, şaşmaz bir şeydir bu… Hoş, salgın belası başladığından beri, çocukluğumdan başka bir yere gitmek de gelmiyor içimden. Dünyadan...
Hayatımızda önemli yer tutmasına rağmen, belki de bu sebepten artık görmez olduğumuz şeyler beni çok ilgilendirir, düşündürür. Bunlardan biri çanta. Her...
Küçükken Pazar günlerine dair derin bir kasvet geliştirmiştim. Yaşıtlarımın aksine okulun açılacağı Pazartesi günleri, sabırsızlıkla beklediğim yeni bir baş...